Mustafa Kemal Atatürk
"Sanatsız kalan bir milletin, hayat damarlarından biri kopmuş demektir."                                                                                        "Yüksek bir insan topluluğu olan Türk Milleti'nin tarihi bir özelliği de, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir."                         "Bir milletin yenileşmesinde ölçü, musikide değişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir."                                                                                      "Hayatta müzik lazım değildir. Çünkü hayat müziktir. Müzik ile ilgisi olmayan varlıklar insan değildirler. Eğer söz konusu olan hayat, insan hayatı ise müzik mutlaka vardır. Müziksiz hayat zaten mevcut olamaz. Müzik hayatın neşesi, ruhu, sevinci ve her şeyidir."                                                                                      "Eğer söz konusu olan hayat, insan hayatı ise müzik mutlaka vardır. Müziksiz hayat zaten mevcut olamaz. Müzik hayatın neşesi, ruhu, sevinci ve her şeyidir."                        

Gençlere 'Boş kalan koltuk senin' kampanyası

Gençlere 'Boş kalan koltuk senin' kampanyası

Gençlere 'Boş kalan koltuk senin' kampanyası

" Ekrem İmamoğlu, İBB'ye bağlı Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu'ndaki etkinliklerde satılmayıp boş kalan koltukları, konser öncesi rezervasyon yapan 24 yaş altı İstanbullu gençlere açtı."
İKSV'nin 49.'sunu 'Başka Bir Dünya Mümkün? ana temasıyla düzenlediği İstanbul Müzik Festivali başladı. Canlı müzik izlemeye pandemi yüzünden ara verdiğimizden bu yana nasıl bir heyecan ve arzuyla koşuyoruz konserlere; üstelik hepsi açık havada, hepsi maskeli ve koltuklar bir dolu bir boş, mesafeli. Tabii ki sponsorlara, çok ünlü yabancı topluluklar olmamasına karşın, bilet fiyatları yüksek. Özellikle gençler için öğrenci indirimine rağmen, ulaşılması imkânsız gibi! Ve İBB yeni bir uygulama başlattı, kendi bünyesinde olan Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu'nda: Satılmayan koltuklar 24 yaş altı İstanbullu gençlere veriliyor! Böylece gençler, İstanbul Kart ile önceden talep ederek sıraları gelince gösteri başlamadan önce girip konseri izleyebilecekler. Özellikle açık havada konser izlerken, bilet alamamış, ama hiç olmazsa dinleyebilmek için dışarıda oturan gençleri gördükçe üzülürdüm. Burada bir parantez açmalıyım: sanmayın ki biz kültür sanat olaylarını izleyen gazeteciler biletli giriyoruz, medya kontenjanından yerimiz oluyor, yoksa gazeteciler için de kolay değil. Kapa parantez: İstanbul Müzik Festivali Tekfen Filarmoni Orkestrası'nın konseri ve solist Anna Vinnitskaya'nın göze de hitap eden performansı ile başladı. Müzik eleştirilerini Evin İlyasoğlu gibi uzman yazarlara bırakıyorum, dinleyici olarak ben neredeyse bütün konser boyunca keyifle tempo tuttum! O kadar güzel bir program ve neşeli, popüler müziklerdi. Ben konser notlarıma döneyim:
SAĞLIK ÖNLEMLERİ TAMAM
Konserlerin tümü açık havada. Büyük konserler Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu'nda. Koltuklar birer ara ile sosyal mesafeyi koruyor. Ancak çiftler bu kurala uymuyor ve yan yana oturuyor. Müziğin de coşkusuyla birbirlerine iyice sokuluyor. Zaten kural seven bir ulus değiliz. Festival dinleyicisi bile hâlâ, evet hâlâ, parça bitmeden, aradaki 'ES?lerde alkışı basıyor. Parçada kaç bölüm var, bilmek zorunda değilsiniz elbet ama kuralı çok basit, orkestra şefi selam için dönmediyse coşkunuzu göstermek için bekleyiverin! Bu yıl Covid önlemleri yüzünden yazılı program yok ama internette var; hatta Can Çakmur'un hazırladığı podcastler bile mevcut, onlardan yararlanın. Video, fotoğraf çekmeyin deniyor, herkes çekiyor. Ama ilgi ve sevgi var. İlk konser diye mi ne, mekân dolu değildi? Hele arka yanlar bomboştu. Gençlerin boş koltuklara alınması çok iyi bir karar. Ben yıllardır bu konserleri izleyen biri olarak kendimi konservatuvar bitirmiş kadar eğitim almış sayıyorum! Gençler için de bu konserler eğitimdir.
ALKIŞLAR KİME?
İlk konser olduğu için Toprak Sergen'in neşeli sunumundan sonra İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı'nın 'Başka bir dünya mümkün? temasına duyarlı açılış konuşmaları, sponsorlara teşekkür plaketleri, onur ödülleri vardı elbet. Ünlü kemancımız Prof.Dr. Cihat Aşkın çok hak ettiği onur ödülünü 'Özgür ruh, özgür düşüncenin özgür sanat ile gerçekleşebileceğini? ifade ederek aldı. Ama en çok alkış, sponsor olarak sahneye çıkan İBB Başkanı İmamoğlu'naydı! 25 yıldır nihayet konserlere gelen bir belediye başkanımız var, etkinlikleri izleyen, ne mutlu bize. Tabii ki bunun dışında icraatları, kucaklayıcılığı ve merkezi hükümetin engellemeleri yüzünden uğradığı haksızlıklar İmamoğlu'na çok büyük artı olarak dönüyor, gerçekten çok seviliyor, çok beğeniliyor. Bu da onu başka görevleri düşünmeye itiyor ama aman sabır. İstanbul'u bırakıp gitmeyin, bu kenti tekrar AKP'ye, Tevfik'e terk etmeyin. Çünkü bu karar, o demektir! Alkışlar müzik için! Yarın Fazıl Say konseri Gençler: Boş kalan koltuk Senin!


Etiketler